DEVAM: 32- BİR MUAHEDİ
(KENDİSİNE TEMİNAT VERİLEN ZİMMİYİ) ÖLDÜREN KİMSE (HAKKINDA GELEN HADİSLER)
BABI
حدّثنا
مُحَمَّد
بْنُ
بَشَّارٍ. ثنا
مَعْدِيُّ
بْنُ
سُلَيْمَانُ.
أَنْبَأَنَا
ابْنُ عَجْلاَنَ
عَنْ
أَبِيهِ،
عَنْ أَبِي
هُرَيْرَةَ،
عَنْ
النَّبِّي
صلى الله عليه
وسلم قَالَ: ((مَنْ
قَتَلَ
مُعَاهِداً،
لَهُ ذِمَّةُ
اللهِ
وَذِمَّةُ
رَسُولِهِ،
لَمْ يَرَحْ
رَائِحَةَ
الجَنَّةِ.
وَرِيحُهَا
لَيُوجَدُ
مِنْ
مَسٍيرَةِ
سَبْعِينَ
عَاماً)).
Ebû Hureyre
(r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu, demiştir: «(Müslümanlardan) kim, Allah'ın teminatına ve Resulünün
teminatına (yâni dînen geçerli sayılan teminata) sahip olan bir muâd (yâni
zimmi'yH (haksız yere) öldürürse, o kimse Cennet kokusu kokamaz. Halbuki Cennet
kokusu yetmiş yıllık mesafede bulunur,»
AÇIKLAMA: İlk hadisi Buhari de ve son hadisi Tirmizi de rivayet etmişlerdir.
Muahed ve
Muahid zimmi manasınadır. Zimmi, bilindiği gibi cizye ismi verilen vergiyi
devlete vermek üzere kendisine vatandaşlık hakkı, yani can, mal ve namus
teminatı verilen gayri müslimlere verilen bir isimdir.
Tuhfe'de beyan
edildiğine göre el-Mecma'de: Zimmet ve zimam; ahid, teminat, garanti,
dokunmazlık ve hak manasınadır. İslam memleketlerinde oturan gayri müslimlere
zimmiler isminin verilmesinin sebebi bunların müslümanların teminatı ve
taahhüdü altında bulunmalarıdır, denilmiştir.
Birinci hadiste
Cennet kokusunun kırk yıllık, ikinci hadiste yetmiş yıllık mesafede duyulduğu
bildirilmektedir. Cennet kokusunun yüz yıllık ve bin yıllık mesafeden
duyulduğuna dair rivayetler de vardır. Suyuti bu rivayetleri belirttikten
sonra: Bu rivayetlerin birleştirilmesi şöyle olur: Bu durum, müslümanların
mertebelerine ve amellerinin çokluğu veya azlığına göredir. Allah'ın dilediği
kimseler bu kokuyu daha uzak mesafeden veya nisbeten yakın mesafeden duyarlar,
demiştir. El-Kari bunu naklettikten sonra; Bu rivayetlerden maksad Cennet
kokusunun uzak mesafelerden duyulabildiğini bildirmek olabilir. EI-Fetih'te bu
hususta daha geniş bilgi vardır.
Bir zimmi'yi
haksız yere katleden müslümanın Cennet kokusunu kokmaması meselesine gelince
bunun benzeri daha önce defalarca geçti. Oralarda açıkladığım gibi bundan
maksad, bu suçu işleyen kimselerin, ilk zamanlarda Cennete girecek
müslümanlarla birlikte girmeye hak kazanmamış olmasıdır. Böyle bir hakkı
bulunmamakla beraber Allah Teala dilerse onu bağışlar. Dilemezse bu suça karşı
cezasını çektikten sonra Cennete girer. Çünkü müteaddid kesin nasslar, zerre
mikdarı imanı bulunan kimselerin sonuç itibariyle cennetlik olduklarına delalet
eder.
Cümlenin manası
şöyle de olabilir: Bu suçu işleyen müslüman Cennete gir se de onun kokusunu
duymaktan mahrum kılınır.